Avrupa Gezilerinizde Ucuz Yemek için 10 ipucu

Avrupa Gezilerinizde Ucuz Yemek için 10 ipucu

Her gezgin seyahatlerinde ucuz yemek ister. Çünkü daha çok gezmek ve yaşamak için her zaman yemeğe ihtiyacımız var, ne yazık ki doğa böyle istiyor! Her akşam kalacak bir yer bulmanın dışında yollardaki en büyük harcamalarınızdan biri yemek olacak. Bu nedenle gittiğimiz yerlerdeki yerel yemekleri de kaçırmadan, ucuz yemek yemenin yollarını bulmamız gerekiyor. İşte size hem seyahatlerinizde lokal yemekleri tatmak hem de ucuz yemek ve seyahat bütçenizi rahatlatmak için on tavsiye…

AÇIK BÜFELERİ DENEYİN

Ucuz açık büfe yemek

Her ne kadar ödül kazanmış olağanüstü restoranlar olmasa da; turistik merkezlerin dışında yer alan açık büfeler cebinizdeki para için yeterli sayıda yerel ucuz yemek seçenekleri sunuyor. Genellikle Avrupa’da 9€ civarında açık büfe yemekleri yiyebilir, tek seferde tüm yerel yemekleri tatma şansına erişebilirsiniz. Özellikle Prag, Budapeşte, Bratislava gibi soğuk savaş görmüş ülkelerin başkentlerindeki restoranlar yakın ülkelerdeki yemekleri de servis ediyor. Bu yüzden bu bölgelerde her zaman  ucuz yemek seçenekleri bulabilirsiniz.

SOKAK SATICILARINA GÖZ ATIN

Sokak satıcıları yemekleri

Hot Dog, sosis, sandviç, patates ve pizza satan sokak satıcıları her zaman hızlı ve ucuz yemek için tercihlerimizin en başında yer alıyor. Örneğin Kassel’da yaşadığım süre boyunca Currywurst ve Dönerbox; Paris’te krep, Brugge’de Wafel; Amsterdam’da patates ve Krakow‘daki Zapiekanka her zaman ucuz yemek konusunda hayat kurtarıcım oldular. Onlar olmasaydı o şehirlerdeki müzeleri gezmek bir yana, konaklamamı bile sağlayamayabilirdim. Sokak satıcılarının diğer avantajı ise her zaman neyin nerede olduğunu iyi bilmeleri ve size lokal tavsiyeler vermeleri.

YEREL LOKANTALARI BULUN

Yerel lokantalarda ekonomik yemek fiyatları

Avrupa’daki pek çok lokanta/restoran öğle saatlerinde etrafındaki iş yerlerinde çalışan insanların ilgisini çekmek adına set menü servis ediyorlar. Ülkemizde de bunun pek çok örneğine en elit restoranlarda bile rastlayabiliyoruz. Bu tip yerlere akşam gittiğinizde aynı menüleri %50 daha pahalıya yiyebilirsiniz. Viyana’da ziyaret ettiğim ve şinitzelini tatmak istediğim bir restoran; öğlen hazırladığı ve çorba, patates, salata, içecek içerdiği menüyü €10’ya satıyordu. Akşam saatlerinde ise sadece Şinitzel’i €9’ya sattığını menüden görmüştüm. Bu yüzden akşam yemeklerini restoranda yemek yerine öğle saatlerinde yiyerek bütçenizi dengeleyebilirsiniz.

SU ALMAKTAN VAZGEÇİN

Budapeşte matara ile su almak

Ah şu avrupalılar ve pahalı suları! Beni resmen tüm Avrupa seyahatim boyunca fok balığına çevirmişti bu şişe sular. O kadar pahalı ki! Özellikle Almanya’da, turistik bir yerde bir pet şişe suyun €3’ya satıldığına şait oldu bu gözler. Bu yüzden yanınıza bir matara alın. Avrupa’da neredeyse tüm şehirlerde etrafta su doldurmak için çeşmeler bulabilirsiniz. Yaklaşık 35 derecelik bir sıcakta Prag’ta gezerken susuzluk sonrası bulduğum bir çeşmede neredeyse duş almıştım. Korku dolu japonların fotoğraflarımı çekmişliği bile var. Suyunuzu çeşmeden doldurmak ya da kalacağınız hostelden doldurmak bütçenize inanılmaz bir katkı sağlayacak. Günde €3 suya harcasınız; bir ayda €90 eder, alın size Barselona-İstanbul uçak bileti.

RESTORANLARI UNUTUN

Amsterdam Kahvaltı Albert Cupy Markt

Başlık aslında çok açık ve net, ama gerçekten restoranları unutun. Aslında bu söylemin altında daha da fazlası yatıyor. Örneğin bir Alman yemeği istediğimde (Alman yemeği var mı?) bunu evde de yapabilirim. Zaten başka bir ülkeye gittiğimizde gerçekten tatmak istediğimiz lezzet o ülkedeki insanların ‘evde yaptıkları yemekler’ değil mi? O zaman bunları neden sizi euro olarak gören bir restoranda yiyorsunuz? Öyleyse sizi köşedeki bakkallara, yerel pazarlara ve sokak aralarında gizli fırınlara alalım.  Buralarda sadece ekonomik olarak tasarruf etmeyeceksiniz, aynı zamanda lokal yemek tarifleri ve samimiyet de sizi bekliyor! Yeme içmenin pahalı olduğu şehirlerden Amsterdam’da arkadaşlarımla kahvaltı etmek için tesadüf eseri Albert Cupymarkt’a denk gelip, leziz peynirler; soslar, ekmekler ve zeytinler alıp nehir kenarında çok hoş bir parkta, kuşlar eşliğinde harika bir kahvaltı yapmıştık! Ah, yaşasın ucuza yemek yemenin keyfi ve özgürlüğü!

ABUR CUBURU AZALTIN

Aa şu köşede bir dondurmacı var, şuradan bir kahve mi alsam, çikolatacı mı o? Bunların hepsi sizin için ekstra. Atıştırmalık bazı abur cuburların bütçemize çok etkisi olduğunu söyleyemeyiz evet, ama gün içerisinde bunu defalarca yaptığınızda bir günde €10 kaybettiğinizi görmek canınızı sıkabilir. Abur cuburlardan vazgeçip bir öğünde daha karın doyurucu yemekleri tercih edin.

KENDİ YEMEĞİNİZİ PİŞİRİN

Bir şehirde geziyorsunuz ve bütçenizi düşünen bir gezginseniz eğer, muhtemelen bir hostelde kalmayı tercih ediyorsunuz. O zaman bütçenizi en çok rahatlatacak eylemi gerçekleştirip, kendi yemeğinizi pişirin. Genellikle bütün hosteller ortak kullanıma açık mutfaklara ve mutfak malzemelerine sahip. Siz de etraftaki süpermarketlere giderek alışveriş yapabilir ve kendi yemeğinizi pişirebilirsiniz. Süpermarketlerde lokallerin ne yediğini görebilir, bunları deneyebilirsiniz. Seyahatlerinizde bunu bir ya da iki kere bile yapsanız bütçenizin aşırı rahatlayacağını farkedeceksiniz.

PARKLARA PİKNİĞE GİDİN

Bir başka kendin pişir kendin ye yöntemlerinden biri de piknik yapmak elbette. Bu genellikle benim öğlen yemekleri için tercih ettiğim bir seçenek. Genellikle yerel bir markete gider, en ucuza lokal ne varsa alıp rastgele bir yere otururak karnımı doyurmaya çalışırdım. Üstelik parka gitmenize bile gerek yok! Brugge meydanında Belfry’ın altında benim gibi peynir, baget ve cherry domates yiyebilirsiniz örneğin. Sonuçta bu da hayatınızda yaşayacağınız ilginç deneyimlerden bir tanesi olacak ve yemeği vereceğiniz €7’la Belfry Kulesi’ne çıkarak şehri gözlemleme şansınız olacak.

KAHVE DÜKKANLARINDAN UZAK DURUN

Çok zor. Yazarken bile ellerim titredi aslında, ancak ne yazık ki böyle. Bir kafeye oturmak ve bir kahve içmek tüm Avrupa genelinde çok pahalı olabiliyor. Paris’te özellikle Eyfel’e bakan bir kafede bir kahveye €5 vermek çok can sıkıcı bir deneyim. Bunun yerine ufak dükkanlardan coffee-to-go kahve alarak gezinize devam edip keyfinizden ödün vermeyebilirsiniz. Böylelikle harcamanız da yarı yarıya azalacaktır.

BARLARI UNUTUN

Bratislava bira fiyatları

Sosyalleşmek için harika diyarlar, biliyorum, ama sadece turistlerle. Amacınız yerel insanlarla tanışmak ve yerel biralar tatmaksa bunu en iyi sokaklarda yapabilirsiniz. Turistik şehirlerdeki barlara genellikle turistler takılır. Bu yüzden bira fiyatları inanılmaz pahalı olabiliyor böyle barlarda. Bunun yerine bir markete uğrayıp biranızı barlardaki fiyatın beşte birine alarak gençleri takip edebilirsiniz. Avrupa’da pek çok şehirde alkol satışı ya da sokaklarda, parklarda alkol yasağı uygulanmıyor. Örneğin Almanya içerisinde seyahat ediyorsanız akşamları şehrin parklarında genellikle lokalleri bulabilir ve onlarla tanışabilirsiniz.